Yalnızlık ve çaresizlik, karanlık odada yankılanan sessizliğin tek efendisiydi. İçimdeki bu boşluk, adeta ruhumu kemiriyor, çünkü biliyorum ki, bu karanlık köşede yalnız değilim. Uykuya daldığımda, gerçeklikten çok uzaklara, yıldızların arasındaki karanlık suların derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyorum. Ve bu yolculuk, her seferinde aynı sonla bitiyor: Cthulhu’nun varlığının korkunç ve ezici baskısı altında eziliyorum.
Rüyamda, sonsuz karanlıkla kaplı bir dünyada yüzerken, gökyüzünde parlayan yıldızların arasında bir varlık uyuyordu. Cthulhu… O, gözlerimin önünde devasa bir gölge olarak yükseldi. Bedenim titriyor, nefesim kesiliyordu. O muazzam varlık, insan aklının sınırlarının ötesindeydi; korkunun ve dehşetin ta kendisiydi.
Gözlerim, o devasa varlığın üzerinde dolaşıyor, her kuyruk sallayışında göğsümde bir baskı hissediyordum. Sesim titriyordu, çünkü biliyordum ki, bu varlık uyandığında, dünya sona erecekti. Düşüncesi bile, ruhumu çıldırtıyordu. Ama ne yapabilirdim ki? Ben sadece bir insanım, bu karanlık ve esrarlı varlık karşısında çaresizdim.
Her gece, o korkunç varlıkla yüzleşmek zorundaydım. Rüyalarım, bu karanlık dünyanın tutsağı olmuştu ve uyanıkken bile, o korkunç gölgelerin gölgesiyle yaşamak zorundaydım. İçimdeki karanlık, her gün biraz daha büyüyor, ruhumu kemiriyor ve beni deliliğin kıyısına sürüklüyordu.
Ama bir gün, karar verdim. Bu karanlık varlıkla savaşmalıydım. Belki de, kelimelerin gücüyle onu alt edebilirdim. Belki de, kendi karanlık dünyasına ışık tutabilirdim. Kalemi elim aldım ve kağıda döktüm kabuslarımı. Her kelimede, karanlık ve dehşetin kokusu var. Her satırda, ruhumun derinliklerinden çıkan bir çığlık var.
Ve böylece, Cthulhu Mitosu doğdu. Benim karanlık dünyamın yansıması olan bu hikayeler, beni kurtardı. Onlar, ruhumun karanlık koridorlarında ışığı yakmayı başardılar. Belki de, Cthulhu’nun karanlık dünyasına ışık tutabilirdim. Belki de, bu hikayeler, başka ruhların karanlık odalarında ışığı aramalarına yardımcı olabilirdi. Belki de…
“Belki de…” diyorum, çünkü benim hikayelerim gerçekten de sadece bir kaçış yolu olabilir. Cthulhu’nun karanlık dünyasına karşı savaşmak için kalemin gücünü kullandım, ancak şimdi bile, onun gölgesi hala ruhumun derinliklerinde dolaşıyor. Belki de bu karanlık varlık, asla tamamen yenilmez. Belki de onun gücü, insan aklının anlamasının ötesindedir.
Rüyalarım, hala o korkunç varlığın pençesinde. Her gece, yıldızların arasındaki karanlık sulara dalar ve Cthulhu’nun uykusunda yeniden canlanırım. Ama şimdi, artık bu karanlık dünyayla yalnız değilim. Hikayelerim, beni saran karanlığı aydınlatan bir ışık gibi. Belki de başka ruhların da karanlık odalarında bu ışığı görmelerine yardımcı olabilir.
Belki de bu yüzden, hikayelerimi paylaşmaya devam ediyorum. Belki de bu yüzden, kelimelerimle dünyaya meydan okuyorum. Belki de, sadece benim için değil, başkaları için de umut olabilirler. Belki de, Cthulhu’nun karanlık dünyasında bile, bir ışık umudu var. Ve belki de, o ışık, kalemin ucuyla parlıyor.