Hiper Tales Logosu
ateş taşıyan bir ork

HiperTale

YDE Blm 37: Baskın

  • HiperTale
  • 12 Nisan 2024 11:01:17
  • 0 yorum
  • 5

Düşen bir alev topu ve çığlıkları, meydandaki tüm sesleri bir bıçak gibi kesti. İki yüzden fazla goblin, bir an önce zevkle dans ediyorlar, bağırıyorlar ve eğleniyorlardı. Yakaladıkları beşerleri erkek dişi ayırt etmeden kirletiyorlar ve etleriyle ziyafet çekiyorlardı.

Bugün büyük bir şenlik vardı. Ortam her zamankinden daha eğlenceli daha abartılı olmalıydı. Ama şu anda yere iğne atsan duyulacak, goblin yuvalarında eşine az rastlanır bir sessizlik vardı.

“Niyehaa?”

“Bu da ne?”

“Hım?”

Meydanın ortasında kurulmuş dev kazanın etrafında oturan dört kişi de ayağa kalktı ve sorgular gözlerle oraya baktı.

“HU HU HU HU HU….”

Şef Gork’un gözleri Gobudev’in düştüğü yüksekteki tünelin girişine kilitlenmişti ki, hep bir ağızdan atılan düzenli savaş naraları duyması uzun sürmedi.

Pat! Pat! Pat!

Karanlık tünellerde korkunç devler gibi büyüyen gölgeler göründü önce…

Derinlerden gelen ve gittikçe yükselen seslerin arasından bir asanın yere vuruluşu duyuldu. Sonra tüm sesler kesildi. Uzun bir gölge yaklaştı. Gölge küçüldükçe sahibi belirdi sahnede. Bir noktada gölge, bedeniyle birleşti ve siluet, görünür oldu gözlere…

Bu uzun bir gölgesi olan, küçük bir beşerdi. Elinde bir mızrakla yüzlerce goblinin önünde dimdik durdu ve onlara tepeden baktı.

“Beşer mi?”

Orkas, Gork, Gobumei ve diğerleri hep birlikte düşündü.

Adam aşağıdaki manzaraya bakarken soğukkanlılığını korumaya çalıştı.

Bir düzine kadar goblin ve birkaç hobgoblin öldürdükten sonra diğerlerine yetişmişti. Bu sefere öncülük etmesi için kutsanmış Kutsal Savaşçı olarak liderliği alması ve düşmanla yüzleşmesi gerekiyordu.

Orada dimdik duruyor gibiydi ama gördükleri karşısında sırtı şimdiden üşümüştü. Ne kadar da çok goblin var!

Şimdiye kadar öldürdüklerinden daha fazlası burada toplanmış görünüyordu. Dikkatini çeken sonraki şeyse, etrafta dağılmış ve bağlanmış haldeki beşerlerdi. Tarifi mümkün olmayan bir eziyet içindeydiler. Bazıları garip çömleklere atılmış kaynatılıyor, bazıları tecavüze uğruyor diğerleri ise işkence görüyordu.

Adam’ın yumrukları sıkıldı, boğazı kurudu. Bu yaratıkların zalimliklerinin bir sınırı olmadığını düşündü. Canavarlar! Hayır, bunu canavarlar bile yapmaz!

Çoktan herkese yerlerini almasını söylemişti. Şef Zebil de adamları iyi organize ediyordu. Lilith tam arkasında dururken, Barbara bir yerlerden sahneye fırlamak için bekliyor olmalıydı.

Duygusuz gözlerle düşmanlarını süzerken, gözleri bir an için ortalarındaki dev yaratıkla buluştu. O patronları olan Ogre olmalı… gerçekten de büyük! Yanındakiler de astları olmalı… Önce onlardan kurtulabilseydik iyi olurdu…

Hayır, önce küçüklerin sayılarını azaltmalı sonra onlarla yüzleşmeliyiz. diye kararını verdi Adam. Birden dev yaratığın elini kaldırdığını fark etti.

Klank!

Ogrenin işaretiyle kendine atılan bir oku, mızrağı ile engelledi. “Hmph!”

Hemen bir kaç kemik başlı ok daha uçtu ve bulunduğu tünelin taş duvarlarında kıvılcımlar çıkardı. Adam kibirli bir gülümsemeyle mızrağını savurdu ve akrobatik hareketlerle oklardan kaçındı. Hızı etkileyiciydi.

“Hazıııır!” diye bağırdı Adam…

“Oh?” Bir elçi olarak hızıyla her zaman gurur duyan Orkas, gözlerine çelimsiz gelen bu beşerin hareketlerine şaşırdı. “Bu beşerin hızı fena değil. Maymun kavminden olmalı. Nerden geldiğini ve daha da önemlisi elindeki gibi bir mızrağı nerden bulduğunu merak ediyorum?”

“Hmph!” Goblinlerin Şefi de rahatsız olmuştu zira eli havada kalmıştı. “Önemsiz hareketler! Hapsedildiği yerden kaçmış birkaç hayvan olmalı… Gorat, Glory, hemen yakalayın şu beşeri!”

Gorat ve Glory tam kendi astlarına sesleneceklerdi ki, beşerin de elini kaldırdığını ve bağırdığını gördüler. Şeflerini mi taklit ediyordu?

Yalnız sonraki sahnede bunun sadece bir taklit olmadığını, arkasında bir anlam olduğunu anladılar.

Gıcırtı… Gıcırtı…

Çekilen yayların gıcırtıları meydan boyunca yankılanmaya başladı. Aynı anda meydana açılan tünellerin sarmaşıkları aralandı ve sayısız beşer, ellerinde oklarla kendini gösterdi.

Adam,” Saldır!” diye bağırdı.

Fiuuuu… Fiuuu… Fiuuuu…

Çekline ok yayda durmazdı. Adam bağırdığı anda bir ok yağmuru başladı. Aşağıda iki yüz civarı goblin varken, onlar sadece elli kişiydi. Sayıları eşitlemek lazımdı.

“Ahhh! Ahhhr!”

“Kaçın!”

“Grrrr!”

“Saklanın!”

“Niyahaa!”

“Yakalayın!”

Goblinler, üzerlerine yağmur gibi yağan oklar yüzünden karıştırıldı. Hemen çığlıklar ve bağırışımalar meydanı doldurdu.

Goblinler çıldırırken, daha akıllı olan hobgoblinlerin ifadeleri de değişti. Hemen saklanabilecekleri bir yer ya da önlerine bir kalkan aradılar. Bazıları en yakınındaki goblinleri yakalarken, diğerleri kölelerin arkasına saklanmaya çalıştı.

“Hmph!” Bir homurtuyla dev çekicini önüne kaldırarak, üzerine gelen oklardan kaçınan Şef Gork, “Beşerler buraya gelip, bize saldırmaya nasıl cüret eder!”

Yanındaki bir goblini yakalayıp kendine siper eden Glory, “Hepsini öldürün! Birini bile sağ bırakmayın!” diye bağırırken, dişlerini gösterdi.

“Tırmanın… Tünellere tırmanın, oklarına karşılık verin. Nefes aldırmayın!”

Karıştırdığı dev kazanın arkasına saklanan Gorat da astlarına emirler yağdırmaya başladı. “Tam da çorbama taze et lazımdı!”

Savaşın alevleri çoktan tutuşmuştu. Ortalık bir anda yangın yerine dönmüş gibiydi. İlk şoku atlatan gobliner hemen bir ok denizi olan meydanın merkezini boşalttı ve kenarlara doğru koştu.

Hemen sayısız ok, mızrak ve sapanlarla karşılık vermeye başladılar. Bir anda göz gözü görmez oldu. Savaş o kadar çetin bir hal aldı ki, atılan oklar bile havada çarpışıyordu.

Bazı goblinler, beşerlerin baskı altına alınmasını fırsat bilip, sarmaşıklara tırmanmaya başladı. Tabana yakın tünellere hızla ulaşan goblinlerle beşerler arasında hemen bir kılıç ve mızrak dövüşü başlaması uzun sürmedi.

“Tırmanmalarına izin vermeyin! Saldırmaya devam edin!” Adam avazı çıktığı kadar bağırarak diğerlerini yönlendirmeye çalıştı. Zira goblinlerin eli de armut toplamıyordu. Çoktan fırlattıkları mızrak ve oklarla bir kaç beşer yaralanmıştı bile!

“Herkes karşı tarafa tırmanan goblinlere nişan alsın! “Adam arkasında duran Lilith’e de döndü ve “Senin sıran, yak onları! Bize ulaşmalarına izin verme!” dedi.

“Mm,” Başıyla onaylayan Lilith, “Sadece sarmaşıkları tutuşturabilirim. Onların da bir ruhpanı olduğu için dış gücümü çok fazla tüketmemeliyim.” dedi.

Bir ruhpanın karşısında, bir başka ruhpan bulundurmak en akıllıca hareket olurdu.

Lilith, Adam ve diğerlerinin dikkati altında tünelin ağzına yaklaştı ve asasını kaldırarak dış gücünü kullanmaya başladı. Ortamdaki yoğun ateş elementleri, onun yayılan gücüne boyun eğdiler ve hükmü altına girmeye başladılar.

Bu sırada karmaşayı izleyen ork elçi de şaşırdı. “Dikkat edin bir ruhpanları var!” diyerek, goblinleri uyardı.

Şef Gork’un böyle bir durumda ne yapacağını merak ediyordu. Bakalım değerli ruhpanınızı şimdi kullanacak mısınız?

Goblinlerin ruhpanı Gobumei, şu anda şef ve iki hobgoblin tarafından korunuyordu. Lilith’i gördüğünde hemen bir aşinalık hissetti. “O da ateş elementi kullanıyor olmalı!”

“Tch! Bu beşerlerin bir ruhpanı olmasını beklemiyordum. Bu sorunu ortadan kaldırmalı!”

“Yapabilirim!” Gobumei, çoktan toprak rengi bir asaya dönüşmüş pan yılanını kaldırdı.

“Birkaç beşerle savaşmak için ruhpanımın gücünü tüketmesine gerek yok!” Gork, onun harekete geçmesini istemedi. “Ver şunu,” diyerek yanındaki hobgoblinin kullandığı bir mızrağı zorla ele geçirdi.

Uzun ahşam mızrak, ogrenin elinde kısa bir dal parçası gibi görünüyordu. Dört metrelik cüssesini gerdi ve kalın kollarındaki damarlar şişirdi. Pazuları iki katından fazla büyüdü. Şok edici bir momentum biriktiriyordu.

“HAAA!” Bir hışımla mızrağı fırlattı. Mızrak, adeta bir patlama sesiyle, herhangi bir yayın fırlatabileceği bir oktan on kat daha hızlı uçtu ve rüzgarı parçalayarak anında gözden kayboldu.

Asasını kaldırmış, ateşle uğraşmak için odaklanmış Lilith’in önünde belirdi.

“Dikkat EEEET!” Lilith’i hemen yanında koruyan Adam bağırdı ve ileri atıldı. El yordamıyla bir sarmaşığı yakaladığı gibi mızrağıyla birlikte kendini boşluğa bıraktı!

Yaşam ve ölüm kaderdi. Ogrenin fırlattığı mızrak bir şimşek gibi geldi ve Adam çelimsiz kollarındaki tüm gücü kullandı. İki mızrak havada karşı karşıya geldi!

Kaçırırsa Lilith ölebilirdi. Yakalarsa kendisi ölebilirdi…

Önceki Bölüm
Sonraki Bölüm

No results available

İlginizi Çekebilir

©2024 Hiper Tales 🔥 Gerçekliğin Hiper Boyutu