Dr. Strange 2 ve Her Şey Her Yerde Aynı Anda ile Paralel Evrenler Üzerine

paralel evrenler

Bu yazımda sizlere Dr. Strange 2 ve Her Şey Her Yerde Aynı Anda film incelemeleri ve Paralel Evrenler üzerine düşüncelerimi yazmaya çalışacağım…

Dünyada olabilecek her bir olay için misal aleminde sayısız ihtimal uyur. Siz, ağzınızdan çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandırırsınız.

Güzel kelimeler söyleyin ki güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır.

Mevlana

Mevlana’nın sözü yukarıda duradursun, ben size son zamanlarda izleme şansı bulduğum iki filmden bahsedeyim önce…

Günlük hayatın baş döndürücü, hatta çıldırtıcı döngüleri arasında kaybolmuşken sinemaya gitme fırsatım olmadığı için üzgündüm. Fakat şimdi öyle düşünmüyorum. Hatta iyi ki beklemişim diyorum çünkü daha rahat bir zamanda iki filmi arka arkaya izleme fırsatım oldu ve böylece temelde aynı şeyi anlattıklarını daha iyi görme şansım oldu.

Öncelikle filmlerin konularından bahsedecek olursak…

(Bu yazıda filmler hakkında spoiler olmayacak. Yani izlemediyseniz bile gönül rahatlığı ile okumaya devam edebilirsiniz. Sadece paralel evrenler üzerine düşüneceğiz…)

Dr. Strange 2: Çoklu Evren Çılgınlığı

Dr. Strange 2, paralel evrenler
Dr. Strange her zaman çok sevdiğim bir seri olmakla beraber; kendisi de Marvel sinematik evrenindeki favori karakterimdir de diyebilirim. Marvel de öyle düşünüyor olacak ki sinematik evrenin yeni fazında onu daha çok göreceğiz gibi…

Daha önceki fazlarda hikayeler daha çok bilimkurgu türünde ilerlerken, yeni aşama “Doğaüstü” kulvarda ilerleyecek gibi görünüyor. Zira bilimkurgunun sınırları yeterince zorlandı ve daha ötesi ancak “büyü” ile açıklanabilirdi.

Zaten yeterince gelişmiş bir teknolojinin de büyüden farkı yoktur…

**Filme dönecek olursak:

Öncelikle fragmanlardan izlediğim kadarıyla çoklu evrenler konseptine iyice dalacağımızı düşünüyordum lakin öyle olmadı. Bir bilimkurgudan çok, bilimkurgu ve fantezi öğeleri taşıyan bir aksiyon filmi gibi ilerledi.

Dr. Strange, Örümcek Adam’ın son filminden ve WandaVision dizisinden hemen sonra geçen olaylar dizisinin içine çekiliveriyor adeta ve film boyunca aksiyonun dozu hiç düşmüyor. Açıkçası Dr.Strange’in ilk filmi gibi bize olayların daha çok anlatıldığı bir film bekliyordum ama yine de kötü değildi.

Çoklu evrenlerde seyahat edebilen gizemli bir kız (America Chavez) aniden Dr.Strange’in karşısına çıkıyor ve birlikte düşmanlardan kaçarken, çoklu evrenlerde hızlı bir tura çıkıyor ve nelerin gerçekleşebileceğine dair ufak bir beyin yanması yaşıyoruz. Hikaye bununla özetlenebilir. (Hey! Film eleştirmeni değilim tamam mı!)

Ben daha çok Marvel’in çoklu evreni hakkında yazmak istiyorum.

Aslında bu tarz bir yazıyı Loki dizisinden sonra yazmak istemiştim ama nasip bugüneymiş.

Loki dizisinde çoklu evrenlerin kökeni ve neden daha önceki filmlerde hiç bahsedilmediğine dair bir açıklama yapılıyordu ve özellikle zaman üzerine duruluyordu.

Dr. Strange 2‘de ise mekan üzerinden gidiliyor. Zira gizemli kızın yardımı ile Dr. Strange fiziksel olarak diğer evrenlere gidiyor. Marvel şimdilik çoklu evrenleri, paralel evrenler olarak alıyor, çünkü farklılıklar olsa da herkesin kendi versiyonları oralarda da var ve onlarla tanışmak mümkün.

Yani tamamen bizimkisi ile alakasız bir evrene gitmek yerine bizimkinin benzer kopyaları olan evrenlerden bahsediyoruz. Herkesin oralarda farklı seçimler yapmış versiyonları var. Örneğin ölü Dr. Strange var, kötü olanı, zayıf ya da güçlü olanları gibi…

Genel olarak Marvel’in lore’una hakim değilim. O yüzden söylediklerim belki yanlıştır ama gördüğüm kadarıyla çoklu evren anlayışı hala tek bir evrene dayanıyor. Yani tek bir evren yeterli. Diğerleri bu evrene paralele gelişen evrenlerden oluşuyor.

Her Şey Her Yerde Aynı Anda

her şey her yerde aynı anda, paralel evrenler
Her Şey Her Yerde Aynı Anda Son zamanlar izlediğim en iyi filmlerden birisi. İzlememiş olanlara şimdiden tavsiye edebilirim. Tıpkı Dr. Strange 2 gibi paralel evrenler üzerine kurulu bir bilimkurgu ve komedi filmi.

Konusu tıpkı diğer film gibi Paralel Evrenler ama burada çoklu evrenler yerine Kozmik Köpük terimi tercih edilmiş.

Buna göre tüm evrenler, kozmik köpükteki baloncuklardan ibarettir.

Kısaca filme değinecek olursam…

Zamanında sevdiği adam için ailesini terk etmiş ve Amerika’ya yerleşmiş bir göçmen olan Evelyn Quan Wang’ın ailesi ve işi arasında sıkışmış ve bunalmış hayatını görüyoruz. Film tipik bir bilimkurgudan çok yaşamdan kesitler gibi oldukça yavaş ilerliyor. Zaten buna göre de 3 kısma ayrılmış durumda.

Birinci kısımda, ailesini ayakta tutmaya çalışırken, diğer taraftan da vergilerini ödeyerek işini kurtarmaya çalışan kahramanımızın günlük yaşamını izliyoruz. O kadar yoğun bir hayatı vardır ki durup düşünecek vakti bile yoktur. Hatta kocası Waymond’un ondan boşanmak istediğini bile fark edememektedir.

Neyse ki ikinci ve üçüncü kısımlar bolca aksiyon vadediyor. Merak edenler gidip izleyebilir…

Bu filmde Dr. Strange’deki gibi fiziki bir evren değişiminden çok zihinsel bir sıçrama söz konusu ki Dr. Strange 2’de de Rüya Gezginliği adıyla bilinen bu konsept, orada hoş karşılanmayan bir uygulamadır. Bu filmde ise tamamen komedi ile harmanlanarak işlenmiştir.

Zira bir zihin sıçraması yapılabilmesi için kişilerin normal hayatlarında yapmayacakları bir şey yapması gerekir. (Düşmanınıza aniden seni seviyorum demek gibi…)

Dr. Strange’de ise tabi ki uygun bir büyü ile yapılmaktadır.

Çoklu Evren vs Kozmik Köpük

hiperverse arkaplan, Paralel Evrenler,dr. strange 2,her şey her yerde aynı anda - Hiper Tales
Dr. Strange 2’de tipik bir süper kahraman filminden beklendiği gibi evrenler arasında geçiş yapmak, bir kişinin sahip olduğu süper güce bağlı iken; Her şey Her yerde de olağandışı bir şey yaptığımızda kendiliğinden olur.

Buna göre evren sıçraması herkesin günlük hayatta yapabileceği ama yapmadığı(!) bir uygulamadır. Kahramanlarımız bunu sadece ihtiyaçları doğrultusunda bilinçli olarak yapabilen kimselerdir.

İki paralel evren konseptinde de ortak bir tema hakimdir. Mutlak Kaos!

Buna göre neyi seçersek seçelim bir anlamı yoktur. Zira seçmediğimiz şeyler bile alternatif gerçekliklerde yaşanmaktadır. Ne yaparsak yapalım bir önemi yok gibi görünmektedir.

Tabii filmlerdeki kahramanlarımız kendi evrenlerine odaklanarak ve hissedilen duygulara odaklanarak bu kaostan kaçınmayı başarmaktadırlar.

Paralel Evrenler

FD5hHugVQAE0CI, Paralel Evrenler,dr. strange 2,her şey her yerde aynı anda - Hiper Tales

Ben şahsen paralel evrenler veya çoklu evrenler fikrine karşı değilim, aksine var olduklarını düşünüyorum. Hatta başka türlüsünün mümkün olmadığını düşünen ve inanlardanım.

Lakin filmlerde konu alındığı şekliyle değil de daha çok kuantum alanda gözlemlenebilecekleri kanaatindeyim.

Zira kuantum üzeri alanda paralel evrenler, seçimlerimizle açılıp kapanan, bilincimizle hayat verdiğimiz, gerçekleşen olasılıklardır. Dikkat etmediğimiz diğerleri ise bizim için birer olasılık dalgası olarak kalır.

Mevlana’nın da yukarıda alıntıladığım sözünden hareketle evrenin katı bir gerçeklik değil seçimlerimizle gözlemlemeyi seçtiğimiz bir olasılıklar denizi olduğuna inanıyorum. Evrene gerçeklik atfeden, gözlemleyicisidir.

Buna göre Allah’ın ilminde tüm olasılıklar haktır; bizim bakış açımıza göre ise sadece seçimlerimden sorumluyuzdur. Fakat seçmediklerimiz de vardır lakin mevcut gerçekliğimizde onların sonuçlarından korunmuşuzdur.

Buna göre bizler, sonucu belli tek bir kader çizgisinde ilerlemiyoruz. Hayır, farkındalığımızla yaptığımız seçimler doğrultusunda bu kader çizgileri arasında sürekli hat değiştiriyoruz.

Yani sabit bir evren yerine iç içe geçmiş sonsuz sayıda evren arasında zıplayıp duruyoruz. Muhteşem değil mi?

Ayrıca bu düşünceyi oturttuğumuzda zaman ya da reenkarnasyon gibi şeylerden de kurtulmuş oluruz. Çünkü şu anki yaşamımızın farklı versiyonlarında, farklı hatlarda zaten her şeyi görmüş, deneyimlemiş ve yaşamış oluruz.

O zaman tekrar tekrar doğmaya ne gerek var? Zaman dediğimiz şeye ne gerek var? Sadece bir an, her şeyi görmek için yeterliyse…

O zaman adaletsizlikten kim söz edebilir?

Benim için en önemlisi de, mevcut bilimsel gelişmeler ışığında ilerleyen hayal gücümüzle böyle filmler yapılıyor ve bunları düşünüp, tartışabiliyoruz.

Mevlana ise yukarıdaki sözü 800 yıl önce söylemiş. Peki o nereden biliyordu?

Acaba bilinci o kadar yükseltilmişti de mevcut olduğu zaman ve uzaydan sıyrılıp, bu gerçekliğin dışına çıkarak; yani bu düzlemdeki herhangi bir gerçekliği seçmeden, tüm olası gerçekliklere mi ulaşmıştı?

Tabii ki bunlar şimdilik cevaplayabileceğimiz sorular değil ama bizim için önemli olan nokta, böyle bir sözün söylenmiş olmasıdır.

Zira bugünlerde bilimsel gelişmeleri hayranlıkla takip ediyor, tüm cevapları batıdan bekliyoruz. Oysa modern bilim, sadece eskiden söylenmiş olanları doğrulamaya devam ediyor…

Bu konudaki fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında ve sosyal sayfamızda belirtmei unutmayın…

Yorumlar