Kim: nereye gidiyorsun neden tekrar beni karanlığıma gömüyorsun sana diyorum dursana (uzanıp kolunu tutu)
Jae-hyun: Bak kim her şey gayet açık işi zorlaştırma
Kim: ciddi olamasın bunu bana yapmış olamasın çünkü…çünkü…
Jae-hyun: Neden kim senin ne özeliğin var ki bak en iyisi kendi yoluna bakmaya devam et
Kim: Her şeyim senken bunu yapamam ki…
Jae-hyun umursamadan arkasını dönüp gitmişti o sokakta yağan yağmurun altında kendi lanet cehenemime tekrar hapis olmuştum olduğum yerde sırtımda ve kalbimde bıçaklar ile kalmıştım.
Üç yıl sonra…..
Seul ün ara sokaklarında evimde tek yaşıyordum üç yıldır yaptığım tek şey bu evde bir ölü gibi yaşamaktı çünkü sadece bu şekilde karanlığım beni boğmuyordu. Sabah uyandım ve aşağı kata inip televizyonun karşısına kendimi atıp tam o sırada kapım çalmaya başladı başta umursamadım ama kapı zili ardı ardına çalmaya başlayınca ayağa kalkıp elime bir vazo alıp
Kim : Kimsin ?! Dedim.
Min: Benim kim seni merak eden eski iş arkadaşın.
Uzanıp kapıyı açtım ve karşımda ki hafif sinirli Min’e doğru bakarak : Kusura bakma Min içeri geçsene bende tam kahvaltı yapmak üzereydim
Min elimdeki vazoya ve benim dağınık halime bakarak : Görüyorum peki sen şu halini görüyor musun ?
Mutfağa doğru ilerlerken omzumu silkip : Bilmiyorum biliyorsun bu evde hiç ayna yok
Min iç çekip ona dönük sırtıma bakarak : Ben görüyorum ve seni biliyorum artık eski haline dön
Olduğum yerde durdum ve : Ben iyim burası bu halim benim için yeterli
Min çantasından bi evrak çıkartıp mutfak masasının üzerine koydu ardından : Bak kim kurul ve bir çok kişi geri dönmeni istiyor iyi bir ajandın iyi bir tetikçi geri dön
Önce masada duran belgeye baktım sonra Min’e bakarak: Uzun zaman önce bunları arkamda bıraktım ve geri dönmek gibi bir niyetim yok
Min bana bakarak : Kim biliyorum ama sana gel yine A takımın da ol demiyoruz
İç çektim ve : Ne dedikleri beni ilgilendirmiyor artık
Min sesini yükselterek: Önce bi dinle bak kim yeni ekip oluşuyor ve emin ol senden iyi kimse yok
Min’e bakarak : Bunu istemiyorum bu ev benim güvenli alanım burayı bırakırsam neler yapacağımı ben bile bilmiyorum
Min: Sorun değil ama bi düşün sen bu evde ki ölü bir ruh değilsin kim
Kim : Biliyorum ve düşüneceğim
Min: Güzel sevindim
Min bunları söyledikten bir kaç gün çoktan geçmişti ama dedikleri kafamda dönüp duruyordu uyuyamıyordum bile ve bu beni deli ediyordu bi süre sonra kahve içmek istedim ama evde bitmişti kahve almak için kendimi dışarıya atım ve sokakta ilerlerken bi dükkanın camından yansıyan görüntüme baktım kan kırmızı renginde gözlerim solmuş gözlerim yamuk yumuk kesilmiş saçlarım eskiden üzerime olan kıyafetlerin artık bana bol olduğunu gördüm bir ölüye benziyordum kaçtığım acı gerçek gözlerimin tam önündeydi kafamı çevirdim ve önüme çıkan ilk marketten kahve alıp eve gelmiştim kapıya yaslandım…