Yalan, insanın kendine ve başkalarına kurduğu en büyük tuzaktır. Başlangıçta küçük bir kaçış gibi görünse de, zamanla büyür, içinden çıkılmaz bir labirente dönüşür. Söylenen her yalan, gerçeğin üzerine çekilmiş kirli bir perde gibidir; geçici olarak ışığı engeller ama güneş daima doğar ve o perde bir gün mutlaka kalkar. Gerçek er ya da geç ortaya çıkar, ama yalan, sahibini karanlığın içinde kaybolmaya mahkûm eder.
Yalan, güvenin düşmanıdır. Bir insan bir kez yalan söylediğinde, söyledikleri her şeyin doğruluğu sorgulanır hâle gelir. Oysa güven, bir ilişkideki en değerli hazinedir; bir kere kırıldığında, yeniden inşa edilmesi yıllar sürebilir, hatta bazı durumlarda asla tamir edilemez. Yalan, kalplerin arasına görünmeyen duvarlar örer. Sevgiyle kurulan bağları zayıflatır, sadakati örseler, saygıyı yerle bir eder.
Bir insan neden yalan söyler? Korkudan, kendini koruma çabasından, kabul görmek için, belki de sadece alışkanlıktan… Ama her ne sebeple olursa olsun, yalanın ardında zayıflık yatar. Oysa doğruluk, cesaret ister. Gerçeği söylemek bazen zor olabilir, acı verebilir; ama en azından kalbin temiz kalır, vicdanın rahattır. Doğru söyleyen bir insanın başı öne eğilmez. O, ne olursa olsun dimdik durur, çünkü hakikatin tarafında olmak zaten bir başkaldırıdır yalana, sahtekârlığa, ikiyüzlülüğe.
Hayat kısa. Bu kısa ömrü sahte kimliklerle, maskelerle, yalanlarla geçirmek, insanın kendine yaptığı en büyük kötülüktür. Yalan söyleyen, önce başkalarını kandırır gibi görünür ama en çok kendini kandırır. Gerçeği inkâr ederek huzuru bulamazsın. Huzur, ancak gerçeği kucakladığında gelir. Çünkü doğru söyleyenin yolu daima aydınlıktır; yalan söyleyen ise her adımda karanlığa biraz daha gömülür.
Ey insan! Dürüst ol. Gerçekleri sahiplen. Çünkü ne olursa olsun, doğruluk seni daima yüceltir. Yalanla yükselen, bir gün mutlaka yıkılır. Ama doğrulukla büyüyen, kök salmış bir çınar gibi fırtınalara karşı dirençlidir. Unutma, kelimelerin bir gücü vardır ve bu gücü iyilik için, doğruluk için, hakikat için kullanmak bir erdemdir. Yalanın büyüsüne kapılma; çünkü o büyü bir gün kabusa döner.
Hayatına dürüstlüğü rehber edin. Çünkü en güzel miras, arkamızdan “doğru bir insandı”
denmesidir.