novel oku, bölüm oku, roman oku, hikaye oku, kitap oku, sosyal, akış

"Ezel ve Ebed"

  • cıkmazsokakgibi
  • 7 Aralık 2024 13:19:15
  • 0 yorum
  • 5

“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpâre geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.

Bir garip rüyâ rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

Başım sükûtu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.

Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim…”

Gezinip duran insanoğlunu her zaman ilgilendirmiştir zaman kavramı. Zaman, yaşamın temel bir parçasıdır; geçmişin izleriyle dolu, geleceğin belirsizliğiyle kucaklaşan bir deniz gibi. Zamanın içinde olmamak, bir varlık, bir nesne, bir şey olarak zaman dışı olmamak yaşamamak olmak demektir. Zamanın büsbütün dışında olmamak ise, sanırım, yaşamsallığa, bir varlık olarak “hayatiyet bulma”ya işarettir.

Zamanın akışında yer almak, insanın kendini bulma yolculuğunda önemli bir adımdır. Her an, geçmişten getirdiği öğretilerle doludur; acıları, sevinçleri ve dersleriyle. İnsan, zamanın içinde var olmanın verdiği derinlikle, hayatın anlamını kavramaya çalışır.

Yaşamı, nesneleri, zamanı adlandıran insanoğlu olduğuna göre, “yekpare, geniş bir an”, “ezel ve ebed” içerisindeki algılamamızın bir yansımasıdır olsa olsa. Bu düşünce, insanın varoluşsal derinliklerine inme arzusunu körükler, onu evrenin sırlarını keşfetmeye iter. Bu şiiri ne zaman okusam, kalbimin okyanusunda rahatça kulaç atabiliyor, boğulmadan yüzeye çıkabiliyordum. Üç gündür işe gitmiyor, olanları gözden geçirip, rahat bir nefes almaya çalışıyordum. Kapının çalması düşüncelerimden sıyrılmama sebep olmuştu. Usul adımlarla kapıya yöneldim, gelen Deniz’di. Kafasını sol tarafa yatırıp, masum masum yüzüme bakıyordu. “İçeri davet etmeyecek misin?” “Pardon, gel tabi buyur.” Deniz, oturma odasına doğru yönelirken “Ne içmek istersin?” İki üç saniye düşünmesiyle “Bir kahveye hayır demem.” Gülümseyerek, kahvesini hazırlamaya döndüm.

“İmkansız anladın mı Deniz? Tüm bunları bilmesi ve benim hatırlayamaz oluşum kocaman bir saçmalık.” Elindeki kupayı yavaşça masaya bıraktı. “Herhangi bir akraba, komşu ne bileyim eskilerden sizin ailenizi bilen biri olamaz mı?” Durup yüzüne baktım. Bunun ben de düşündüğüm bir şey olduğunu söyledim. “Mümkün değil. Olsa bilirim.” “Sen daha ailenle olan anılarını hatırlayamıyorsun, Kainat.’ İç sesime kulak verdiğimde, haklılık payı beni germesine sebep olurken bir hışımla ayağa kalktım. Konuşmama izin vermeyen Deniz devam etti, “Böyle olmaz Kainat. Bizim işimiz ruhsal sorunları olan hastaları iyileştirmek, sen bir hastadan kaçamazsın.” Elimi asker selamı vererek, “Haklısın, yarın iş başı yaparım komutanım.” dedim. Deniz kafasını aferin der gibi salladı. “E o zaman kalkayım ben, yarın görüşürüz.”Denizi yolcularken “Teşekkür ederim.”diyerek içten bir sarılmayla onu kucakladım. Gülümseyerek evden ayrıldı.

Rutin hasta kontrollerini yaptıktan sonra sıra Adem’e gelmişti. Emin adımlarla odasına yöneldim, “Evet… bugün kendini nasıl hissediyorsun?” Elimdeki kağıda bakıp, göz kontağı kurmamaya çalışıyordum. Odaya sessizlik hakim olunca, kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Tek kaşını havaya kaldırmış, beni inceliyordu. “Yüzüme neden bakmıyorsun?” Kontrolleri teker teker doldurmaya devam ederken üstün körü bir şekilde “Evet, iyi hissediyorsun sanırım.” ayağa kalkıp, bana doğru adımlarını aldı. Hemşirin “fazla yaklaşma.” dediğini işittiğimde kafamla işaret verdim. Adem’le aramda bir dudak mesafesi vardı, ne diyeceğini merakla beklerken yüzüne ilk defa bu kadar yakındım. Yeşil gözleri uzun kirpikleriyle ahenkle dans ediyor, keskin bakışlarıyla içimi ürpertiyordu. “Yüzüme neden bakmıyorsun?” Bir adım geri atıp “Bakmak zorunda olduğumu bilmiyordum. Birazdan ilaç saati zaten biliyorsun.” Kapıya doğru yönelirken elimi tutup, “Ben seni korkutmak istememiştim, sadece öğreneceğin gerçekler var.” Elini bırakıp yüzüne daha çok yaklaştırdım. “Neymiş o gerçekler?” Kafasını sol tarafa çevirdikten sonra, tekrardan yüzüme dönüp “Odadaki herkesi çıkartırsan söylerim.” Hemşiren yapma der gibi kafasını sallayışına “Çıkın dışarı.” diyerek karşılık verdim. Odadaki herkesin çıkmasıyla derin bir nefes aldı.

“Kardeşinin öldüğü gün bende oradaydım.”

Bu sözlerle birlikte odanın havası değişti. Sanki her şey durmuş gibi hissediliyordu. Adem’in bu itirafıyla birlikte odada bir gerilim hissedildi. Gözlerim kararmış gibi oldu, anılarımın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıktım. Kardeşimin ölümüyle ilgili o karanlık günü hatırlamak istemiyordum, ama şimdi bu gerçekle yüzleşmek zorundaydım. Adem’in sözleri, içimde bir fırtına başlattı, hissettiklerimi dizginlemekte zorlanıyordum. Gözlerim karşımdaki duvara sabitlenmişti, sanki geçmişin acı hatıralarıyla doluydu. Bir süre sessizlik hakim oldu, Adem’in bu şok edici itirafı sindirmeye çalıştığı belliydi.

Derin bir nefes aldım ve Adem’e bakarak, “Neden oradaydın? Ne oldu o gün?” diye sordum, sesimdeki titremeyi bastırmaya çalışarak. Adem’in yüzü ifadesizleşti, sanki geçmişe dönüp o karanlık güne götürülmüş gibiydi. Sonunda, derin bir iç çekti ve sessizce başını salladı.

O an, odanın içinde bir sessizlik hakim oldu. Adem’in suskunluğu, olayların derinliklerine dair daha fazla bilgi vermeyeceğini gösteriyordu. İçimdeki fırtına dindikçe, geçmişin sisleri arasında kaybolup gitmiş gibiydim.

Adem’in sessizliği içimdeki merakı daha da körükledi. Geçmişin sisleri arasına kaybolmuş gibi hissetsem de, bu durum beni daha fazla düşünmeye itti. Ne olmuştu o gün? Neden oradaydı? Sorular kafamda dönüp duruyordu.

Sessizce teşekkür ettim ve Adem’in odasından çıktım. Adımlarım kararlıydı, ama içimdeki belirsizlik büyüyordu. Odama doğru ilerlerken, zihnim hala o karanlık güne dair anıları taramaya devam ediyordu. Belki de cevapları kendi odamda bulabilirdim.

Kapımı açtım ve içeri girdim. Etrafa bakındım, odam sessiz ve sakin görünüyordu. Masanın üzerinde birkaç kitap ve defter vardı. Adem’in itirafı aklımdan çıkmıyordu, bu konuda daha fazla düşünmek istiyordum. Hızla kitapların arasından bir kalem ve defter buldum ve geçmişin izlerini takip etmeye karar verdim. Belki de bu notlar, bana gizemin perdesini aralamamda yardımcı olabilirdi.

Önceki Bölüm
Sonraki Bölüm

No results available

Reset

No results available

Reset