(çiğneme sesi)
(Ciyyykk) Bu gün iyi bir gün av yapabildik
(Cciiiyk) Doğru avın tadı güzel
(Hışırtı sesi)
(Cikk) Bu ney
(Ciykkk) Sanırım avımızı çalmaya çalışan bir yabancı
(Ciciyyyyyk) O zaman onu avlamalıyız
Yüz küsur tavşan çalıya atlar.
(Ciik?) Burası boş
(Cikikyk) Sanırım rüzgar yüzündendi
Gerizekalısınız cidden.
Elindeki meşaleyi çalılığa atar.
Ciiiiiiiiiiiik.
Tavşanlar yanmaya başlar, ama çoğunluğu çıkar, ve bu yaptıkları en büyük hata olur.
Hoşgeldiniz ucubeler ve hoşçakalın.
Ellerindeki bıçaklar ile tavşanları kesmeye başlar.
Bir tavşan bacağına boynuzunu saplamaya çalışır.
Bu sefer olmaz.
Bacağını çekip hızlıca ensesinden bıçaklar…
30 dakika sonra.
73
74
75
Ve 76
Toplamda 76 tavşan.
Az toplamda 153 adet tavşan vardı bu demek oluyorki 77 tavşan kaçmış, 1 tavşan ile öne geçememişim, daha çok çabalamalıyım.
Tavşanların boynuzlarını çıkartır ve derilerini yüzer,
Eskiden adam gibi deri yüzemezdim, artık çok daha kolay ve iyi,
Geyik cesedine bakar.
Yavan etmişler hayvanı neyse ki boynuzu iyi durumda.
Geyiğin boynuzlarını çıkartır ve çantanın içine atar.
Haydi bakalım bu günlük iyi avdı.
1 saatlik bir yürüşün ardından bir mağaranın içine girer, çantayı yere koyup açar içinden geyik boynuzlarını çıkartır, ardından tavşan boynuzlarını ağaç gövdesinden yaptığı havuzun içine döker.
Havuzun içine bakar, görünürde sayısız tavşan boynuzu vardır.
Gülümser.
Şimdi eklemeye geçelim.
Mağaranın bir duvarının önüne geçer, duvarda sayılar yazıyordur.
Bu gün 76 tavşan avladım, daha önce ise 1591 adet avlamıştım, bu demek oluyor ki 1667 adet tavşan öldürmüşüm.. vov bayağı bir fazla, ve artık kütükler’den yaptığım havuz dolmak üzere yeni bir tane yapmalıyım.
Mağaranın girişine gidip güneşe bakar.
Başka bir günde bitti.
Sağ tarafına döner, ve eline sivri bir taş alıp dört adet dikey çizginin üstüne bir adet çapraz çizgi atar.. eskiden attığı çapraz çizgilere bakar…
Bununla birlikte 40. Gün oluyor.. baya bir zaman geçmiş gibi..
Gün batımına arkasını dönerek mağaraya girer, bir köşeye tüm kıyafetlerini ve eşyalarını çıkarıp koyar, ardında boynuz havuzuna bakar, boynuz havuzuna doğru yürümeye başlar ve boynuz havuzunun yanına gelince durur, sağ tarafına bakar, tahta bir merdiven vardır, merdivene yürür, merdivene varıp merdivenden hafif adımlar ile yukarı çıkar, kollarını kaldırıp iki yana açar, aşağı bakar.
Ben geliyorum.
Havuza yüz üstü kendini bırakır, bazı boynuzlar saplanır, saplanan boynuzları çekip çıkarır, ardından havuzda yüzmeye başlar, boynuzlar her yerine batıyordur, ama o yüzmeyi bırakmaz, yüzer, yüzer ve yüzer yavaş ve sakince, yüzer…
Bir ışık, beyaz ve göz alıcı, bu ney ahh, ben en son ne yap- ah doğru ya, ben en son yüzüyordum…
Ellerini vücudunda dolaştırır ve boynuzları tek tek çıkarır.
Sağ elini kalbine atar.. boynuzu alıp çıkartır…
Ahh acıdı.
…
Etrafına bakar. Sağ eline bakar, boştur, göğüsünün sol tarafına bakar, tamamen iyileşmiştir…
Her zaman aynı şey, ilk kez bu olduğunda çok garibime gitmişti.
..
40 gün öncesi.
Boş mağaranın bir köşesine geçmiş, bir silüet, derin düşüncelere dalmış şekilde, oturuyor.
Hmm ama ben bu tavşanları nasıl avlamalıyım ki, benden hızlılar, tuzak kurmam gerek, ama yerde yapamam, ağaçlara çıkmalıyım, o zaman hızlıca alıştırmayabaşlayayım.
Mete oturduğu yerden kalkar, ve mağaradan çıkar, bir ağaca gider, ve tırmanır, ardından ağaçtan atlar.
Hmm sanırım sağ kolumu kırdım, ama acı hemen geçti güzel, o zaman devam edelim.
Ağaca tekrar çıkar, ve atlar, tekrar çıkar, ve atlar, tekrar, ve tekrar yapar, ta ki güneş batana kadar.
Bu kadar yeter, artık doğru şekilde atlamayı öğrendim hiç bir yerimi kırmıyorum.
Mağaraya gider, ve bir köşeye geçip oturur.
Soyunmaya başlar, ve tüm kıyafetlerini çıkartıp çantaya koyar.
Kıyafeti koyduğu çantayı bırakıp, yanındaki çantayı açıp içinden bir boynuz alır.
Çantalardan uzak bir köşeye geçer.
Bakar.
Dişlerini sıkar.
Acısa dahi, pes ETMEYECEĞİM ASLAAAAA.
Boynuzu iki eliyle birlikte, göğüsün’ün sağ tarafına sokar.
Ağğğğğğğğğ
Acıyor, çok acıyor, ahhhhhhhh
Boynuzu çıkarır.
Bir.
İki.
Üç.
Dört.
Beş.
Alt-
Tamamen iyileşmiştir.
İyi, geçen sefere göre, iyi, böyle devam.
Aradan 3 saat kadar, bir süre geçer, bu süre zarfında, akciğer, kara ciğer, böbrek, dalak, kısaca tüm iç organlarına, tavşan boynuzu saplamıştır.
Kafasını aşağı eğerek göğüsün’ün sol tarafına bakar.
Tek sen kaldın sol akciğer, sıra sende, haydi bakalım.
Boynuzu iyice ayarlar, ve hızlıca sokar…
…
…
Sessiz.
Güzel.
…
Bu da ne.
Bir ışık.
Niye.
Ha.
Ben ne yapıyordum?.
Haa
Haa
Aaaaaaaaaaaaah
Ölmek.
Ne oluyor.
Bu ney.
Niye.
Niye.
Niye canım yanıyor.
Nereme, ne oldu.
Sol.
Sol taraf.
Orası.
Evet.
Tek yapmam gereken.
Onu.
Almakkkkkk.
Gözlerini açar.
Göğüsünün sol tarafına bakar.
Tamamen iyileşmiştir…
Sağ eline bakar.
Boştur.
Önüne bakar, boynuz önündedir. Kucağının üstünde…
Bu, ney oldu bana, hatırlayamıyorum.
Ama kendimi, çok iyi hissediyorum…
Ney oldu, en son ne yapıyordum.
Hatırlayamıyorum.
Bu, çok garip.
…
Acaba niye böyle bir şey oldu.
Ayağa kalkar ve boynuzu yerden alır.
Bilemeyeceğim
nasılsa, bu yüzden sorgulamak yerine, yapabileceğim şeyleri yapacağım.
Mağaranın girişine doğru yürür, mağaranın sağ tarafına bakar.
Yerden bir sivri taş alıp, bir çizgi atar.
Tavşanlar’la savaşımın ilk günü, bekleyin soyunuzu kurutacağım.