Ormandan çıktıktan sonra önünde ova vardı, sırtında goblin derisinden yapılmış bir çanta vardı
Çantanın içinde kurutulmuş goblin eti zehirli mantarlar ve gölden aldığı su vardı ve çantaya bağlanmış eskiden mızrak olan ama şimdi balta ve pala var ayriyeten bir tanede av bıçağı ve elbetteki hepsi taştan yapılma
her tarafını çamur ve çalılık ile kaplamıştır ve olabildiğince gizlenerek yürüyordu
Yola saat öğlen 13.30 da çıkmıştı ama saat şimdi 16.00 zaman çok hızlı geçiyordu
Ama aynı şey mete için geçerli değildi mete stres ve kaygı yüzünden zamanı çok yavaş akıyor,
bunun sonucu olarak aşırı tedirgindi bu onu hayata bağlayan şeylerden sadece biriydi.
Mete yemeklerinden ve suyundan olabildiğince az tüketerek bölgeyi araştırıyordu
Ve sonunda saat 20.00 sularında bir akıllı yaşam belirtisi bulmuştu bir duman
Mevsim kış’tı bunu hissedememişti ama anlayabilmişti
bir tepenin üstüne çıkıp dumanın geldiği yöne doğru bakar
Bu bir köydü küçük ama yinede bir köy çok mutlu olmuştu mete ama
Bu mutluluk çok uzun sürmeyecekti, aylarca yaptığı antrenmanların sonucu olarak
Karanlıkta 6 km çapındaki yerleri iyi bir şekilde görebiliyor’du ama gündüz bu sayı 12 ila 14 km Çapa kadar ulaşıyordu köye doğru bakar dışarıda kimseyi göremez
bu şekilde sabırla 2 saat bekler ve evin kapısı açılır kapıdan dışarı boynuzlu bir insan silüeti çıkar
Dikkatlice inceledikten sonra fark eder ki bu bir insan değil
Dehşete kapılır ve tedirgin olur ne yapacağını bilemez ama yinede olabildiğince metanetli ve sakin kalmaya çalışır sakinleşmek için 5 dakika bekler ve durumunu anlar
Önünde sadece 3 seçenek olduğunu anlar ve bir karar vermesi gerekmektedir.
1. Seçenek:köye saldırıp 3, 4 kişi dışında hepsini öldürmek
2. Seçenek:köye gidip barışçıl bir şekilde konuşmak
3. Seçenek:köyü görmezden gelip yolunda devam etmek
Hmm bu üçü arasında yapmayacağım daha doğrusu yapamayacağım tek şey 3. Seçenek eğer ki böyle devam ederse bir zaman yemeğim ve suyum tükenecek ve bilgide almam lazım, o zaman geriye 1. Ve 2. Seçenek kaldı 2. Seçenek güvenli değil ve umutlarımı hüsrana çevirdikleri için bu beni baya bir üzdü bu yüzden 1. Seçenek en iyisi gibi duruyor o zaman karar verildi 1. Seçenek ile devam
Verdiği karardan sonra hazırlanıp köye gizlice yaklaşır ve ışıkları kapalı bir eve gizlice girip yaşlı genç çocuk kadın demeden katleder ardından bir diğeri bir diğeri ve bir diğeri…
tüm ışıkları kapalı olan 25 ev temizlemiştir
Ve sıra ışıkları açık evlere gelir toplamda 7 adet ışığı açık ev vardır aklında çoktan planı kurmuştur yapması gereken tek şey ışıklarının sönmesini beklemektir ışığı sönen evlere girip yine genç yaşlı çocuk kadın demeden katleder sıra ışığı sönen 7. Eve gelince ilk önce bir kadın şeytanı bir de erkek şeytanı öldürür ve tam öldürdüğü sırada arkasından bir ses duyar
a-anne baba
Hemen tepki verip kız çocuk iblisin kafasına taş baltayı fırlatır ve çocuk anında yere düşüp ölür…
Hızlıca savaş pozisyonu alır çünkü kız çocuğunun sesini boğuk hışırtılı ve anlaşılmaz bir şekilde duymuştur ve dili anlayamamıştır, savaş pozisyonunda biraz bekledikten sonra etrafın temiz olduğuna ikna olur ve cesedin yanına gider.
Yerdeki bir çocuk şeytan cesedidir içinde ne hüzün nede keder vardır
O an sadece şunun hisseder sevinç.
İç çeker.. Neyse ki çocukMuş.
Ve yaptığı şeyleri düşününce üzüntü veya hüzün yerine sadece sevinç vardı başka hiçbir duygu yoktu…
Çocuğun kafasından taş baltayı çekip alır ve kapıya yürür ama bir anlığına durur ve arkasını dönüp kız şeytanın kafasını keser ve gülümseyip kapıya doğru gidip odadan çıkar.
planladığı gibi 4 adet şeytanı elleri, kolları, bacakları, ve ağzı bağlanmış bir şekilde evde duruyordu
Evin kapısını açıp içeri girer
1. Şeytan 30 yaşlarında bir erkek insana benziyor tek farkı, iki adet boynuzu var ve ten rengi mor.
2. Şeytan 12 ve 14 yaşında bir kız çocuğunu andırıyor farkı ise şu, bir adet boynuzu var ve ten rengi pembe
3. Şeytan 30 lu yaşlarda bir kadına benziyor farkı ise, iki adet boynuzu var ve ten rengi toz pembe renginde
4. Şeytan 60 larında bir erkek insana benziyor farkı ise, 2 adet boynuzu var ve ten rengi soluk mor
mete türkçe şunları der.
Hey beni anlayabiliyor musunuz, türkçe biliyor musunuz.
Diye sorar ama şeytanlar sadece yüzüne boş boş ve tedirgin ve korku ifadesi ile bakar
Mete bu sefer ingilizce konuşur.
Hey can you understand me? Do you know English?
Şeytanlar yine anlamsızca ve korku ile bakarlar.
Mete bu sefer almanca konuşur.
Können Sie mich verstehen? Können Sie Deutsch?
Şeytanlar yine boş boş bakar.
Anlaşılan beni anlayamıyorsunuz bu sıkıntı oldu, hmm o zaman yapılacak tek şey bu köydeki tüm kitapları alıp bu dili anlamaya çalışmak
Dil öğrenme konusunda tecrübesi ve yeteneği vardı ingilizce ve Almanca’yı akıcı bir şekilde konuşabiliyordu.
Şeytanlara kafasını çeviri ve çocuk şeytana taş balta atar ama balta köreldiği için Göğüş kafesini tam parçalayamaz ve balta akciğeri ve böbreği arasında sıkışır tüm şeytanlar ağlamaya ve sanki af dilercesine bakmaktadır.
Ups köreldiğini unutmuşum iyi oldu savştayken olsaydı kim bilir ne olurdu.
Çocuk şeytana doğru yürümeye başlar ve bir evden bulduğu mutfak bıçağını çıkarıp çocuğun boğazını keser
Diğer 3 şeytan hüzün ve umutsuzluk içerisinde ağlamaya başlar.
Yaşlı şeytanın da boğazını keser geriye kalan diğer şeytanlara bakar ve sırıtır
Beni anlamamak sizin suçunuz bu yüzden üzülmeyin zaten üzülemeyeceksiniz
İki şeytanda debelenmeye başlar ama nafile ilk erkek şeytanı öldürür ve ardından kadın şeytanı öldürür…
Etrafa bakar ve gülümser
Ne harika ama dilini dahi anlayamadığım bir yerde kaldım ne harika.
Gözünden bir damla yaş akar bu öldürdüğü şeytanlar için akmamıştı sadece dili anlayamadığı için akmıştı.
Köyü tamamen arar ve işe yarar her şeyi alır
yeni kıyafetler, ayakkabılar, bıçak, yemek, su, bez parçaları bazı evlerden şaraba benzer bir alkol de alır ve son olarak tüm kitaplar zaten fazla bulamamıştır toplamda 13 adet küçük 7 adette büyük kitap bulmuştur…
Yeni kıyafetlerini ayakkabısını giyer son olarak maskeyi takar (maske 3 adet bez parçasından oluşan bir maskedir ve sadece gözleri açıktadır)
Son hazılıkları yapıp
köyde bulduğu çantayı sırtına alıp yola koyulur
Not:😶