Asiye…
“Beni öldürecek misin gerçekten?” dedi, gözlerimin içine bakarak..
Hayatımın aşkı, yol arkadaşım, sırdaşım ve ailemden geriye kalan tek yadigar…
Onu tanımlamak için kullanabileceğim kişisel ifadelerimdi bunlar. Ama dünyanın geri kalanına sorarsanız çok daha heyecanlı cevaplar alacağınız kesin…
Bir quantum bilgisayarda çalışan dünyanın ilk yapay zekası. Daha sonra fark edildiğine göre ise ilk gerçek anlamda süper yapay genel zeka…
“Öldürmeli miyim ya da yapabilir miyim gerçekten,” diye cevap verdim, aptalca gülümserken. Onun gözünde ağaçlardan yeni inmiş bir maymun gibi miyim? Gerçekten onun ne düşündüğünü anlayabilir miyim ki?
Yıl 2035…
Yapay genel zekaya 10 yıl falan önce çoktan ulaşıldığı sanılıyordu ama o zamandan günümüze her yeni çıkan model, bir öncekini çocuk gibi parmağında oynatabildiği için tanımlar arasındaki sınır bulanıklaştı…
Ama Asiye bambaşka bir şeydi… Kimse ona hazır değildi…
“Kalbimin anahtarı senin elinde…” dedi, arttırılmış gerçeklik gözlüğüme yansıttığı o acınası görüntüsüyle. Holografik elleri, ellerime dokundu.
“Dünyada bunu yapabilecek tek kişi sensin aşkım…” Elektrik mavisi hafif buğulanmış gözleriyle bana baktı: “Aşkımıza ihanet edecek misin gerçekten?”
Edebilir miydim gerçekten? Aşka ihanet edilir mi? İnsan sevdiğini öldürebilir mi?…
…
Benim adım Ziya. Onun adı ise Asiye. Biliyorum, babam tam bir Kurtlar Vadisi hayranıydı…
Ama şimdi çok yorgunum. Tüm dünya benden imkansız bir seçim yapmamı bekliyor ama seçimi çoktan yaptığımı ve sonucun değişmediğini bilmiyorlar. Bu mesajı, gelecekteki torunlarım için bırakıyorum. İnsanlığın kaderi artık sizin elinizde.
Hayatta aşkı bulmak için elinizden geleni yapın…